Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun canlı yayında yaptığı açıklamalar
Habertürk’ten Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan açıklamalar.
Çavuşoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Hedefimiz Antalya’da ve Türkiye’de seçim kampanyasını yürütmek. Antalya’da Cumhur İttifakı ve AK Parti’ye daha çok milletvekili kazandırılması için çalışıyor. Şimdiye kadar bakanlıkla ilgili bir hesap yapmadım. Partinin kurucularından biriyim. 25 Aralık 2013 tarihinde Avrupa Birliği Bakanı olarak göreve başladım. 13 yıldır ne bir bakanlık ne de başka bir makam imasında bulunmadım, talepte bulunmadım, kınamadım. Verilen her görevi yaptım. Cumhurbaşkanımız tarafından da takdir edildi, 4 arkadaşımızı kabinede atadı. Daha sonra 3 arkadaşımız daha geldi. İnşallah Cumhurbaşkanımız yeniden seçilir. Kendi takdirine bağlı tabii ki kabinesindeki herhangi bir arkadaşımıza görev verecektir.
“ANKETE BAKIRKEN ANTALYA’DA İYİYİZ”
Geçen seçimde Millet İttifakı bizden 2 puan önümüzdeydi. Bu dönemde anketlere baktığımızda çok daha iyi durumdayız. Antalya’da durumumuz çok şükür iyi. Antalya’da siyasi nezaket var. Onu da İzmir’de gördüm. Burada herkes birbirine saygı duyuyor. İlk dönemde bir iki milletvekilinin gerginlik yarattığını gördük. Baykal Bey hayatta olmasına rağmen hiçbirimize karşı sürekli kırıcı olmadık. Elbette siyaset adına birbirimizi eleştirdik. Belediyeyi eleştiriyoruz. Antalya’da belediye başkanları arasında da bir nezaket var. Antalya, Meclis’te birlik ve beraberlik açısından hep örnek gösteriliyor. Önyargılı olmamalısınız. Bir zamanlar İzmir Karşıyaka’da Atatürk Caddesi vardı. Basının bir kısmı orada gerginlik olacağını söyledi. “Hadi gidelim,” dedi. Sokağa girdik, CHP’liler ‘Hoş geldiniz Mevlüt Bey, neredeydiniz’ dediler. dedi. CHP belediyesini de ziyaret ettik. Nazikçe karşıladılar. Sonuçta hepimiz farklı partilerdeniz. Ama hepimizin yönü bire bir olmalıdır. Vatan ve millet için siyaset yapıyoruz. Herkesin görüşüne saygı duyulmalı. Siyaset de bir yarıştır. Nezaket için, o yarışa devam etmek gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız depremden sonra sessiz bir seçim yapalım dedi.
“HALKIMIZ İLK TURDA İŞİ BİTİRECEK”
Halkımızın oyununu ipotek etmeyelim. Anketlere göre konuşuyoruz, birinci tipte bizimkiler işi bitirecek gibi görünüyor. Ülkenin bir an önce seçim atmosferinden çıkması gerekiyor. Sürekli anket yapıyoruz. İnsanlar dik duruşa önem verirler. Rastgele bir yerde vatanın hakkını savunduğumuzda CHP’li olsun, vatansever olsun herkes olumlu tepki veriyor. Son dönemde Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki dış politikanın daha çok takdir edildiğini görüyoruz. Diğer tüm tarafların değerli bir yanı da dış politikamıza olumlu bakmalarıdır. Anketlere sık sık bakıyoruz. Dış politika şu anda seçim üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Normalleşme sürecinde halkımızın önemli bir dayanağı var. Diplomaside, ülkeler arasındaki ilişkilerde her zaman dostluk ve düşmanlık olmamalıdır. Diyaloğun bozulmaması değerlidir. Özellikle Türkiye’nin sergilediği Ukrayna savaşı, Sayın Cumhurbaşkanımızın Türk dünyasında oynadığı roldür. İstikrar politikamız, herkesin imrendiği arabuluculuk ve kolaylaştırıcılık rolümüz ve Tahıl Anlaşması sevsek de sevmesek de herkes tarafından takdir ediliyor. Başta Azerbaycan olmak üzere kardeş ülkelerle çıkarlarımızı geliştirmek hayati önemdedir. Tüm dünyada araba kullanmakta marka ülke olmak. Afrika ülkelerinin bile bize yardım etmek için yarıştığını depremde gördük.
“RUSYA VE UKRAYNA İLE BİZDEN BAŞKA HİÇBİR ÜLKE KONUŞMUYOR”
Ekonomi politikalarımızın başarısı. İhracatımızı artırmak. Halkımız dış politikayı ve dış politika adımlarını çok yakından takip etmektedir. Bunun nedeni bazı ülkelerdeki bağlantılarımızı normalleştirmemiz değil, genel hatlarıyla izlediğimiz dış politikadır. Mesela Rusya-Ukrayna arasında taraf tutmuyoruz. Bugün iki taraftan da NATO üyelerinin ortasında bizden başka konuşan var mı? Şimdi muhalefet iktidara gelirsek taraf tutacağız diyor. Bizim öyle bir lüksümüz yok. Ukrayna ile kimlikle seyahat etmeye başladıktan sonra turist sayısı en az yüzde 60 arttı. Savaştan sonra azaldı. Savaştan sonra Rusya ve Ukrayna’dan ülkemize geldik. Bunun da kiralara olumsuz yansıdığını görüyoruz. Vatandaşlarımızın beklentisi kira artışlarında düzenlemeler yaparak bunu sınırlamaktır. Tabii bu arz-talep dengesi başka bir şey. Şu anda yaklaşık 1 milyon eve erişim sağlanamıyor. Vatandaşlarımız üst sınır getirilsin diyor. Nitekim sadece Antalya’da değil bazı yerlerde fiyatların arttığını gördük. Afyon’da daha makul olduğunu görüyoruz. Maalesef birçok yerde arttı.
“ULUSLARARASI OYLARDA AÇIK BİR ÖNCÜYÜZ”
Yurt dışında 3 milyona yakın seçmen var. Vatandaşlarımızın bundan önceki arzusu Türkiye’nin idaresinde hak sahibi olmak; yani oy vermek. Sanırım bu 6. tercih olacak. Her seçimde vatandaşlarımızın kullandığı oy sayısı artıyor. Son zamanlarda yüzde 50’nin üzerine çıktı. Milletler Topluluğu için bizim lehimize. Müşterilerimiz verilen hizmetlerden oldukça memnun. Karşılaştırma imkanı da var. Yurtdışındaki vatandaşlarımız 20 yıl önceki Türkiye ile bugünün Türkiye’si arasındaki farkı görüyor. Bununla gurur duyuyor. Türkiye’nin geri adım atmaması oradaki vatandaşlarımızın gururunu okşuyor. Eskiden vatandaşlar ehliyetlerini almak için Türkiye’ye geliyordu. Avustralya’dan buraya geliyordu. Artık yerini alabilir. İşleri kolaylaştırdık, 7/24 konsolosluk hizmeti veriyoruz. Yapay zeka ile hizmet veriyoruz. Araçla gelenler var. Bu araçların kalma süresi eskisinden daha kısaydı. Cep telefonlarında da aynı. Vatandaşlarımızın taleplerini her zaman dikkate aldık. Orada kendilerini yalnız hissetmelerini sağlamalıyız. Cumhur İttifakı ve AK Parti olarak yurt dışı seçmen bazında açık ara öndeyiz. Yurt dışındaki vatandaşlarımız için elektronik oylamaya geçilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Bu benim şahsi görüşüm ve temennimdir. Siyasi partiler buna YSK ile birlikte karar vermek zorunda.
KILIÇDAROĞLU’NUN BÜYÜKELÇİ İLE GÖRÜŞMESİ
Diplomaside gelenek ve görenekler vardır. Bu büyükelçi için de bizim seviyemiz için de geçerli. Uluslararası kuruluşlar düzeyinde de. Bir ülke seçim ortamına girdiğinde zorunlu olmadıkça o ülkeye ziyaret yapılmaz. Yanlış anlaşıldığın için. Büyükelçinin herkesle görüşmesi adettendir. Bir büyükelçinin seçim ortamında bir adayla seçici bir şekilde görüşmesi doğru değildir. Ülkelerin açıkça taraf tuttuğu bir ortamda büyükelçilerin çok dikkatli olması gerekiyor. Bazen tanışmak istediklerinde bize başvuruyorlar. Bu toplantı hakkında bize hiçbir şey söylenmedi. Kiminle görüşüyorsa bakanlığımızdan izin ve görüş alması gerekiyor. Toplantıdan önce bir şehir lideri. Kanunlar bunu söylüyor. Bizden fikir istemesi, iki görüşmenin içeriği hakkında bilgi vermesi gerekiyor. Maalesef bu usulsüzlük nedeniyle mütekabiliyet kurallarını tam olarak uygulayamıyoruz. Kendilerine yönelik herhangi bir eleştiri olmaması için şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Büyükelçilerimiz de görüşüyor, merkeze rapor yazar ama seçim zamanında buna dikkat ediliyor. Seçim zamanı bir partiyi desteklediğinizi göstermemelisiniz. Tutabilirsin, müdahale edemem, bilmiyorum. Cumhurbaşkanımız bu hassasiyeti önemsiyor. Biden, Sayın Cumhurbaşkanımızı ABD’ye davet etti. Cumhurbaşkanımız ‘Seçim bittikten sonra geleceğiz’ dedi.
“PARTİ ATANLARIN ÜLKEYE GİRMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden geldi ve HDP kampanyasına katıldı. Daha sonra gelmek istedi, alamadık. Şimdi de AK Parti’de Ukrayna asıllı Alman milletvekilleri listeye alındı. Artık almayacağız; çünkü açıkça taraflıdır. Değişirlerse değişirler, değişmezlerse almayacağız. Gelip Türkiye’nin içişlerine karışmak mümkün değil. Şu anda Ankara Büyükşehir Belediyesi ile bir büyükelçi görüşmek istediğinde hayhay diyoruz. Yurt dışına çıkmak istediklerinde onlara yardımcı oluyoruz. Kimseye görüşmeyin demiyoruz, kanunlar çerçevesinde şeffaf olması gerekiyor.