Haber

Ekrem İmamoğlu Çorum’da: “21 yıldır iktidarsınız. Dün iktidara gelmiş gibi sözler veriyorsunuz. Bugüne kadar nerelerdeydiniz”

HABER: ÇAĞATAN AKYOL – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Çorum’da vatandaşlara seslenerek, “21 yıllık bu hükümete soruyorum. Bu milletin gençlerinde gördüğünüz gelecek bu mu? 21 yıldır iktidarsınız. Allah aşkına bu milletin vatandaşına vereceğiniz bir söz var mı?Tarım ortadan kalktı.’Sanki iktidara gelmişsiniz gibi sözler veriyorsunuz. Bugüne kadar nerelerdeydin” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bugün Çorum’da miting düzenledi. Abide Meydanı’nda vatandaşlara seslenen İmamoğlu, “14 Mayıs’ta millet iradesinin iktidara gelmesine çok az kaldı.” İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“CANLARIN MALİYETİ VATANDAŞLARIMIZIN HAYATINI KABUSUNA ÇEVİRİYOR: Türkiye’nin farklı bölgelerini ziyaret ediyorum. Vatandaşı dinliyorum, onlarla sohbet ediyorum. Herkesin dilinde bir söz vardır; ‘Hayat çok pahalı’. ekonomi gittikçe kötüleşiyor. Sabah aldığımız bir şeyin fiyatı akşam değişiyor. İnsanlarımız büyük bir yoksulluk içinde. Bu doğru mu? Herkes yoksulluk sınırının altında. Vatandaşlar patates mi soğan mı alsam diye düşünüyor. ‘Bir mi iki tane mi alayım, cebimde para var mı’ diye düşünüyor. Vatandaşın her gün meskenine giren gıda maddesi adeta lüks bir tüketim haline geldi. Ülke ekonomisi freni bozuk kamyon gibi uçurumdan aşağı gidiyor. Anneler ve babalar kara kara düşünüyor. Geçim pahalılığı vatandaşlarımızın hayatını kabusa çeviriyor. Şimdi bu camianın en ön saflarında yer alan pırıl pırıl gençler, bu ülkeyi terk etme hayalleri kuruyorlar. Çorum bu konuda en fazla göç alan illerden biridir. Aileler çocuklarına ‘gitme oğlum’ diyor. Çünkü bu ülkede kimse geleceği göremez, umut edemez; mutsuz, umutsuz. Çocukların hayal etmesi daha da zor.

Gençlerin hayallerini çalmaya utanmıyor musunuz? Bu 21 yıllık gücü soruyorum. Allah aşkına 21 yıldır iktidardasın. Bu milletin evlatları için hak ve hak olarak gördüğünüz standart bu mu? 21 yıldır iktidardasın. Bu ülkenin gençliği için gördüğünüz gelecek bu mu? 21 yıldır iktidardasın. Bu milletin çocuklarının, pırıl pırıl gençlerinin, güzel kızlarının, güzel delikanlılarının hayallerini çalmaya utanmıyor musunuz? 21 yıldır iktidardasın. Allah aşkına bu milletin vatandaşlarına söyleyecek sözün kaldı mı? Tarım bitti, hayvancılık bitti. Dün iktidara gelmiş gibi sözler veriyorsunuz. Şimdiye kadar neredeydin? Oradaki kardeşlerim, tahıl ambarı olan bu ülkenin vatandaşlarının soğana, patatese muhtaç kalacağını duysalar, Allah aşkına inanırlar mı? Yöneticiler vatandaşların en temel ihtiyaçlarını karşılamak için vardır. Onun için seni, insanları seçti. İnsanların başı belaya girdiğinde yanında olmalısın. Devletin kaynaklarını vatandaşın menfaati için harcamalısınız. Kendilerini bu yoldan ayırdılar. Sadece bir avuç insanın ceplerini doldurmaya adanmışlar. Başka endişe yok. Ancak hükümdar, devlet yöneticisi vatandaşının hizmetkarıdır.

TÜRKİYE’Yİ TOPTAN YASAKLAR ÜLKESİNE DÖNÜŞTÜLER: 21 yıl önce ‘Yasaklarla mücadele edeceğiz’ dediler. Türkiye’yi toptan yasaklar ülkesi haline getirdiler. Ne özgürlük var ne de memnuniyet. Tweet atarsa ​​gençler korkuyor. Biri bir şey söylese ‘Bana bir şey mi olacak’ diye düşünür. Bu şehrin ve bu ülkenin üniversiteleri, akademisyenleri konuşamıyor. Ancak hocalarım konuşacak, gençlerim konuşacak, özgür olacaklar. Üretebilmek için konuşacak. Var olduğunu düşün. Düşünmek var olmak demektir. ‘Yoksullukla mücadele edeceğiz’ dediler. Türkiye’yi sefalete gömdüler. Ülkeyi ele geçirdiklerinde Türkiye dünya ekonomisinde 16. sıradaydı. Şu anda 21. sıradayız. Gerçekten geri dönüyoruz. Geleceğe ne huzur ne de güven var. ‘Yoksullukla, yolsuzlukla mücadele edeceğiz’ dediler. Türkiye’yi yolsuzluklar ülkesi haline getirdiler. Şeffaflık ve liyakat yoktur. Ne yazık ki 21 yılda üzerlerine çok kir, çok pislik bulaştı. Onun için devlet düzgün işleyemez hale geldi. Şimdi kimler eski akrabalarından, eski akrabalarından, eski dostlarından kasetler yayınlayacak, kimler çıkıp YouTube’da bu akşam konuşacak şaşırdık. Dinleyeceklerimizi, dinlediklerimizi ağzımız açık dinlemiyor muyuz? Utanılacak şeyler var. Yani bu devletin, bu milletin malına böyle mi bakılıyor?

ÜZERİMİZDE TEK BİR YOLSUZLUK GÖLGESİ YOK: Ekonomi düzgün işlemedi. Devleti temiz tutacaksın ki, devletin çarkları düzgün dönsün. Devleti ve milleti kirleteni meskenine göndeririz. Sadece gidecekler. Biri yazmış, ‘İmamoğlu değil, emmioğlu gibi’ diye. Hayatımın en mutlu anlarını yaşıyorum. Allah şahit. Bu vatanın doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine beni evinde misafir edecek, çocuklarımı görecek, kardeşlerimi görecek bir milletim var, bu benim için bir zevktir. Allah beni sana mahçup etmesin ama sorumluluğumuz çok büyük. Kirleticiyi evine göndereceğiz. Demokrasi bunun içindir. Biz Millet İttifakıyız. Temize çıktık. Yolsuzluğun tek bir gölgesi yok, üzerimizde tek bir gölge yok. Başkalarına değil millete hizmet için buradayız. Halkın hizmetkarı olacağız. Makamımda, masamın arkasında, Mustafa Kemal Atatürk’ün Tokatlı bir çiftçinin gözlerine baktığı ve Anadolu’yu ziyareti sırasındaki sıkıntısını dinlediği bir resmi var. Tam 12 yıldır odamdaki resmi fiyatım bu. Gözlerim mavi değil ama hepinize babamın gözleri gibi bakıyorum. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu siyasette dürüstlüğün simgesidir. Ömrünü hak, hukuk ve adalet mücadelesine adadı. Onun liderliğine geliyoruz.

SEVGİNİN DİLİNE HAKİM OLALIM: Çok güçlüyüz, çok kararlıyız. DÜZGÜN Parti Genel Başkanı Meral Akşener Hanım ile geliyoruz. İttifakımızın tüm liderleriyle birlikte geliyoruz. Can dostum Mansur Yavaş Başkan ile geliyoruz. Bu bir kişinin, bir grubun veya bir partinin seçimi değildir. Bu seçim milletin iktidarını kurma seçimidir. Devletin temellerini adalet üzerine atacağız. Bu şer, bu bölücü, düşmanca dil bu ülkeye fayda sağlamaz. Sevginin diline hakim olalım. Büyükler hatırlar; Rahmetli Bülent Ecevit 21 yıl önce Başbakan iken şimdiki Cumhurbaşkanı onun hastalığıyla dalga geçmişti. Ne dedi? Hepimiz yaşlanacağız. Allah hepimize sağlıklı ömür versin. Kendisine de sağlıklı ömürler diliyorum. O yüzden siyasete, bu tür şeylere meze yapılamaz. Ayıptır, günahtır. Kısa bir süre önce ciddi bir sağlık sorunu yaşadı, yayında. Hepimiz ne olduğunu anladık. Programdakilerin telaşını yüzlerinde hatırlayın. Millet İttifakı’ndan tek bir kişi bu konu hakkında konuşmadı. Oy uğruna bu sağlıksız durumu istismar eden bir insan gördünüz mü? Hayır. Aslında 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olması gerektiği gibi erdemli bir şekilde kendisine geçmiş olsun mesajı göndermiştir. İşte bu, öyle olmalı. Allah göstermesin, bu olay Sayın Kılıçdaroğlu’nun başına gelseydi, eminim dilinden ne dökülürdü.

TORPİLLİ YAKINLARINA GÜZEL POZİSYONLAR DEĞERLENDİRDİNİZ: Onun için diyoruz ki, bu ülkede normalleşelim. Natürist, bağırarak; Doktorundan mühendisine, kadınından çocuğuna herkesi azarlayan bu dil bu ülkeye yakışır mı? Kavga etmeden konuşamaz mıyız, düşman edinmeden siyaset yapılamaz mı? Bu ülke sevgiyle yönetilemez mi? milletini sev Allah aşkına ayrımcılık yapmayın. Sana oy veren de vermeyen de. Allah şahidimdir ki kalbim bu ülkenin her insanına karşı o kadar sıcak ki her çeşit insanı görünce kendimi daha zengin hissediyorum. Bu insanları inanç, mezhep ve etnik kökenlerine göre ayırmaya artık son verelim. Kalplerimizde sevgi olsun. Her seçimde yaşadık ki bu iktidar birebir cümleler kuruyor, kuruyor; ayrıldılar. Şimdi ne diyorlar? Efendim bakın ‘Yedi düve 14 Mayıs’ı bekliyor’. Dünya onlara karşıydı. Bu hemen bir iş, bir beka sorunu. 14 Mayıs’ı kazanırlarsa milli irade olacak, millet kazanırsa darbe olacak diyorlar. Sana kahkahalarla güleceğim. Sana gülecek kadar diyaframım yok. Ekonomiyi batırdı; İşsizlik ve enflasyon patladı, depremde beyefendinin talimat vermesini beklediniz ve depremzedeleri 48 saat yalnız bıraktınız ama ne olacaktı? Onlar giderse devlet biter. Çık oradan. Devleti batırdın. Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerini röportaj altında elediniz, ezdiniz. Torpido yakınları için hoş pozisyonlar listelemişsiniz. Beyler sözüm size; Mülakat çöplüğü, liyakat yetkisi.

MİLLETİN VERGİLERİNİ CAN KAYNAĞI YAPTINIZ: Dernekler, vakıflar kurdunuz. Milletin vergilerini geçim kaynağı yaptınız. Milyonlarca mülteciyi bu ülkeye doldurdunuz. Kimin ne yaptığı belli değil. Enflasyon yüzde 100’ü aştı. İnsanlar geçim derdinde ama sorsanız ülkenin sonu gelir. Çık oradan. Gittikleri gün memleket güzelleşecek. Kesinlikle her şey iyi olacak. Barış gelecek. Ülkeyi batırdın. Yeterli. Kasvetli, gri hava gidecek, bu ülkede güneş yeniden doğacak. Millete gülmeyi bile unutturdular. Biz ağlarken biri güldü. Mesela bir örnek vereyim; Yurt dışında yaşamalarına rağmen belediyemde İBB’de çalıştırdıkları kişilere yıllarca burs adı altında harçlık gönderdiler. Ve on binlerce dolar. Senin vergilerinle yurt dışında parasız yaşadı. şimdi o İstanbul Onlar milletvekili. Tabii ki gülüyorlar. Şimdi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde tuttukları bir kişiyi 10 gün sonra burslu olarak Amerika’ya gönderiyorlar. Metroda iş bulur ama orada siyaset okur. Tam olarak ne kadar veriyorlar biliyor musunuz? Kişi başı 200.000 dolar. Bugünün parasıyla 4 milyon lira. Bu para senin vergilerin. Sonra onu vekil yaparlar. Sonra elçi oluyorlar. Elbette gülüyorsun ama insanlar gülmüyor. Çocuklarınızın yüzünü güldüreceğiz. İstanbul’da bu düzeni yıktık. Bugüne kadar 210 bin gence burs verdik.

DENGELİ İNSANLAR SEÇİM KAMPANYASI YAPIYOR: İstanbul’da akla ve vicdana sığmayan arsa satışları var. 100 milyon dolar birinin cebinde. Bunların hepsini bulduk. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ne olduğunu biliyor musun? 40 tane belgemize İçişleri Bakanı tarafından el konuldu ve bu belgeleri halı altına aldı. İki yıl oldu ama bakanlıkta duruyor. Bu bakan soracak olursanız çok vatanseverdir. Milletin parası bir avuç insana bağışlanmış, milleti korumak yerine onları koruyor. Ardından bir avuç insanın karşısına çıkıp titreyerek konuşuyor. Gözleri de dönüyor. Allah aşkına sen milliyetçisin, bu millet hain, bu kadar mı? Çık oradan. Kararsız insanlar bir seçim kampanyası yürütüyor. Tek bir cümlesi var. Bunlar gelirse adam adamla evlenir. ‘Biz gidersek’ diyor adam, ‘bu ülkede böyle olacak’. Garip bir bilinçaltı. Yani akıllara durgunluk veriyor. Aptalca konuşma. veya çocuklar sizi dinliyor. Ağzından çıkanı kulakların duysun. Kaba. Adamın aklı fikri orada. Aklı başka yerde çalışmıyor. Onlar konuşurken, hani daha önce televizyonda ‘bip bip’ sesi geliyordu, onların konuşması için çok uzun bip sesi gerekiyor.

MİLLET EV YAPAMAZ, UTANIN: Sıkıntıyı çok içselleştirmesi ilginç. Ama biz burada ne yaptık biliyor musunuz? Onların döneminde ülkede evlilik oranı yüzde 30-40 azaldı, neden biliyor musunuz? İnsanlar ev yapamıyor, yazıklar olsun. Biz ne yapıyoruz? Belediye olarak ‘gidin evlenin’ diye çiftlere maddi destek veriyoruz. Çiftlerimizi güçlendiriyoruz. Her türlü yardımı yaparız. 0-4 yaş çocuğu olan annelere ‘Yeter ki eviniz olsun’ diyoruz. Çocuklarınızla İstanbul’u ücretsiz dolaşın. Serbest dolaşım’. İstanbul’da yüz bin 500 aile faydalandı. Bu nedenle tüm kurumlarımızı ailelerimiz için istihdam ediyoruz. Bırak Konuşsunlar. Toplumun temel taşı ailedir. Onların hayal dünyalarına bakarsanız… Onları rahat bırakın, ne yaptığımızı göreceksiniz.

ŞEHİT GAFFAR OKKAN’IN ANLAYIŞINI İTTİFAKINIZA EKLEDİNİZ: Bursalı ülkücü kardeşimiz Sinan Ateş vahşice katledildi, bu vatanın göbeğinde katledildi. 5 ay oldu, ateş yakamıyorsun, ağzını bile açamıyorsun. Başsağlığı bile dilemedin. Vicdana sığar mı? Önce gerçek idealistlerin katillerini ve arkasındakileri bulursunuz. Ne yaptın? Bu ülkenin yetiştirdiği en değerli polis şeflerinden biri olan efsane Gaffar Okkan’ı ve 5 polisimizi şehit eden anlayışı ittifakınıza kattınız. Ondan sonra gel bize milliyetçilik ver. Çık oradan. Seçtiğiniz parti Anayasa’nın ilk 4 maddesine aykırıdır. Biraz kızgınım, sana söyleyeyim. Buna kızmamın sebebi, benim milli duygularımı, inancımı, hiçbirinizin inancını ve milli duygularını ölçecek kişinin ana rahminden doğmamış olmanızdır.”

“FARKI YOK. BİRİNCİ CİLTTE BİTİRELİM”

İmamoğlu, HÜDA PAR ile ilgili kısa bir video izledikten sonra şunları söyledi:

“Bu partiyi ittifakınıza katacaksınız, şimdi bunlar vatansever, o kadar mı? Milliyetçi mi size karşı çıkan bu vatansever? Bu yorgun, yıpranmış hükümet bir an önce gönderilsin. Keşke bugün seçimi gönderebilsek. 14 Mayıs’ta sizlerin iradesiyle bunu yapacağız. Çok güveniyoruz. Bu kötü dili eve göndereceğiz. Her şeyinizle sürece dahil olmalısınız. Şimdi ‘ben’ değil ‘biz’ deme zamanı. Türkiye’nin tekrar inançlı, kanaatkar ve huzurlu olması için milletin gücünü bir an önce tesis etmek lazım.Zenginler güçlenir Herkes eşit diye gelmiyoruz.Yoksulun,muhtacın,çocukların,gençlerin,kadınların yanında olmaya geliyoruz. Az kaldı, ‘Yarı aç, yarı tok kurtar bizi’ diyor delikanlımız, ‘İlk oyum Kemal Bey’e.’ Bir çift mavi gözün ışığında Kemal Dede ile iktidara geliyoruz.” Laboratuvar teknikerlerine 5 bin atama’ Taşeronluk laboratuvarda biter, sözüm. ‘Cumhurbaşkanına söyleyin, soğan almayan TOGG’u nasıl alacak?’ Sağ. ‘Tabağımız 19, haram varsa biz yokuz’. bravo sana ‘İstanbul Sözleşmesi mutlaka geri gelecektir’ ‘Gücümüz var, birinci türden bitirelim’. Yolumuz uzun. Heyecanımız yüksek. Bu enkazdan hep birlikte çıkacağız. ‘Kemal hırsızlık yapmaz’. “En son 14 Mayıs’ta görüldü”. 7 gün kaldı. Çok çalışacağız arkadaşlar. Ayrılık yok. Oyumuz Millet İttifakına, oyumuz Kemal Kılıçdaroğlu’na. Ayrılık yok. Birinci basamakta bitirelim.”

Kaynak: ANKA / Güncel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu